Karadeniz Rüyası Nedir?
Hiç sabahın erken saatlerinde yayla sisinin arasından süzülen güneş ışığını gördünüz mü? Hani şu battaniye gibi üzerinize çöken temiz havayla birlikte… İşte Karadeniz Yaylalar ve Batum Turu tam da böyle başlıyor. Doğa sizi sadece çağırmıyor; kucaklıyor, sarmalıyor, kendine çekiyor.
İtiraf edeyim: Ben de ilk gidişimde sadece “birkaç yayla görür dönerim” diye düşünmüştüm. Ama sonra kendimi bir gün bulutların üstünde, ertesi gün Gürcistan sokaklarında dans eden bir sokak müzisyenini izlerken buldum. Bu tur sadece bir rota değil, bir ruh hali aslında. Her adımda başka bir dünyaya geçiyorsunuz gibi.
Karadeniz yaylaları o klasik tatil anlayışını alt üst ediyor. Otel lobisinde kahve içmek yerine sisin içinden gelen kuş sesleriyle uyanıyorsunuz. Ardından Batum Turu devreye giriyor: kültür, eğlence, mimari ve doğa bir arada.
Yani bu yaz (veya ne zaman giderseniz gidin), o bildiğiniz tatillerden farklı bir şey yaşamak istiyorsanız, çantanızı toplayın. Çünkü bu tur biraz doğa, biraz macera, biraz da kendi içine yapılan bir yolculuk…
Karadeniz Yaylalarının Büyüleyici Dünyası
Karadeniz’in o yeşil tonları… Hani “yeşilin kırk tonu” denir ya, burada gerçekten saymayı bırakıyorsunuz. Her viraj, her tepe ardında başka bir manzara, başka bir ruh hali gizli. Ve işin en güzel tarafı? Bu yaylalar sadece güzel değil, birer karakter gibi. Her birinin kendine has havası var. Hadi beraber keşfedelim…
Ayder Yaylası – En Bilinen, Ama Hâlâ Büyüleyen
Ayder belki de Karadeniz Yaylaları denince ilk akla gelen yer. Evet, biraz kalabalık olabilir, ama o çam ormanlarının kokusu, şelalelerin sesi ve termal suların sıcaklığı sizi hâlâ içine çekiyor. Hele sabah serinliğinde yürüyüş yapmak yok mu… İnsanı şehir stresinden cidden arındırıyor.
Pokut Yaylası – Bulutların Üzerinde Bir Masal
Pokut, tam anlamıyla “bulutların üstü”. Ciddiyim. Eğer bulut denizi görmek istiyorsanız, burası tam yeri. Ahşap evler, ahşap yollar, sıcacık çay eşliğinde gün batımı… Bu yaylada zaman duruyor gibi. Ama bir uyarı: buraya çıkmak biraz meşakkatli. Yol dar ve virajlı, ama ulaştığınızda “iyi ki gelmişim” diyorsunuz.
Gito Yaylası – Sükûnetin ve Manzaranın Adresi
Pokut’un biraz daha sakin kuzeni gibi düşünebilirsiniz Gito’yu. Geniş düzlükleri, çevresini saran dağ silsileleri ve göz alabildiğine yeşillik… Özellikle kamp yapmak isteyenlerin favorisi. Eğer sabah gözünüzü çadırdan çıkarıp gökyüzünü izlemek gibi bir hayaliniz varsa, Gito bu hayalin karşılığı olabilir.
Huser Yaylası – Gün Batımının Kralı
Son olarak Huser. Belki de en çok “gün batımı nerede izlenir?” sorusuna verilen cevaptır bu yayla. Yukarılardan baktığınızda hem Ayder’i hem de diğer yaylaları görebiliyorsunuz. Şanslıysanız sis denizi üstünde bir gün batımı yakalarsınız ki, bu manzara uzun süre hafızanızdan çıkmaz.
Batum’un Sürprizlerle Dolu Sokakları
Şöyle düşün: Sabah sisli bir yaylada gözünü açıyorsun, öğleden sonra Gürcistan’da Avrupa Meydanı’nda bir kafede kahveni yudumluyorsun. Tuhaf geliyor olabilir ama Karadeniz Yaylalar ve Batum Turu tam da bu kadar renkli ve çok yönlü.
Sınır Geçişi: Pasaportla 5 Dakikada Yurt Dışı
Batum’a geçiş genelde Sarp Sınır Kapısı’ndan yapılıyor. Türk vatandaşları için sadece yeni çipli kimlik kartı yeterli. Pasaport bile gerekmiyor. Giriş çıkışlar kolay, ama yazın biraz kuyruk olabilir. Yanına ufak bir atıştırmalık ve sabır almayı unutma.
Avrupa Meydanı – Batum’un Kalbi
Batum’un merkezinde yer alan bu meydan tam bir kültür mozaiği. Sovyet döneminden kalan binalar, Avrupa esintili yapılar ve modern mimari iç içe. Akşam olduğunda ışıklar yanıyor, sokak sanatçıları çıkıyor. Bir köşede akordeon çalan bir Gürcü, diğer köşede kahkahalarla sohbet eden turistler… Şehir yaşadığını hissettiriyor.
Batum Bulvarı – Deniz Kenarında Sonsuz Yürüyüş
Karadeniz kıyısında uzanan bu sahil yolu yürüyüş, bisiklet, paten ne istersen! Palmiye ağaçları, heykeller ve kafelerle dolu. Hele akşam serinliğinde yürümek yok mu… Hem şehre hem kendine yakın hissettiren türden bir deneyim.
Botanik Bahçesi – Tropikal Cennet
Merkezden 10-15 dakika uzaklıktaki Batum Botanik Bahçesi, “Doğa bu kadarını da yapmaz artık” dedirtiyor. 5.000’den fazla bitki türü, palmiyeler, bambular, Japon kiraz ağaçları… Şehirden kaçıp bir anda başka bir kıtaya geçmiş gibi oluyorsun.
Ardagani Gölü ve Dans Eden Fıskiyeler
Biraz daha sakinlik istersen Ardagani Gölü’ne uğra. Özellikle gece ışık ve müzik eşliğinde yapılan fıskiye gösterisi… Sanki Batum, seni “sadece doğa değil, teknoloji de bizde” diye selamlıyor. Küçük bir sandviç alıp göl kenarında oturmak, turun yavaşladığı ve keyfin hızlandığı anlardan biri olabilir.
Karadeniz ve Batum Turu İçin İdeal Rota ve Süre
Bir yere gitmek güzel de… “Nereden başlamalı, kaç gün yeter, ne zaman gidilmeli?” gibi sorular kafanı kurcalıyorsa yalnız değilsin. Ben ilk tur planımı yaparken elimde bir sürü bilgi vardı ama hepsi parça parçaydı. Şimdi sana o dağınık bilgileri, yaşayan biri gibi, derli toplu sunuyorum.
Kaç Gün Ayırmalı?
İdeal bir Karadeniz Yaylalar ve Batum Turu için en az 6-7 gün gerekiyor. Daha kısa sürede de gezilir elbet, ama yaylaların tadını çıkarmak, Batum’da bir akşam geçirmek ve yolda yorulmadan ilerlemek için bu süre makul.
En Uygun Zaman Ne Zaman?
Yayla havası yazın bile serin olabilir, o yüzden mevsim önemli.
-
Haziran – Eylül arası en ideal dönem.
-
Temmuz sonu ile Ağustos başı arası sisli manzaralar ve çiçeklenmiş yaylalar için en popüler zaman.
İstanbul’dan Başlayan Örnek Tur Planı:
1. Gün: İstanbul → Ordu → Boztepe manzarası → Giresun’da kısa mola
2. Gün: Trabzon → Sümela Manastırı → Uzungöl
3. Gün: Ayder Yaylası → Zil Kale → Palovit Şelalesi
4. Gün: Pokut ve Gito Yaylası gezisi (konaklama önerilir)
5. Gün: Huser Yaylası → Çamlıhemşin → Sarp Sınır Kapısı → Batum’a geçiş
6. Gün: Batum şehir turu, Botanik Bahçe, sahil bulvarı
7. Gün: Batum’dan çıkış → Rize → Trabzon Havalimanı → dönüş
Bonus bilgi: Eğer dönüşte zamanın varsa, Sürmene’de bir bıçak atölyesine uğrayabilir, yöresel el yapımı bir bıçakla dönebilirsin. Gerçek bir Karadeniz hatırası olur.
Ulaşım ve Konaklama Tavsiyeleri:
-
Eğer araç kiralayacaksan, mutlaka dizel ve yokuşlara uygun bir SUV tercih et.
-
Yaylalarda yollar yer yer bozuk olabilir.
-
Konaklama için butik pansiyonlar en keyiflisi. Ahşap evlerde uyanmak, otel odasında uyanmaktan çok daha otantik.
-
Batum’da Airbnb ya da otel seçenekleri geniş. Euro değil, Lari kullanılıyor.
Yanına Ne Almalı, Ne Yemeli?
Karadeniz’in havası bir başka. Güneşli başladığın gün, birkaç saat içinde sisli bir tabloya dönebilir. Aynı şey mide için de geçerli: Sıradan bir kahvaltı yerine, mıhlamanın peşine bal kaymak geliyor, sonra bir bakmışsın Gürcü mutfağında haçapuriyle final yapıyorsun.
Yanına Ne Almalı?
Önce yayla için valiz hazırlığı yapalım.
Karadeniz Yaylalar ve Batum Turu biraz şehir, biraz doğa karışımı olduğu için dengeli bir valiz şart.
-
Yağmurluk / Su geçirmez mont: Hava ne kadar güneşli olursa olsun, yaylada bir anda yağmur bastırabilir.
-
Kat kat giyilebilecek kıyafetler: Sabah serin, öğle sıcak, akşam soğuk… Kat kat giyinmek en mantıklısı.
-
Sağlam bir yürüyüş ayakkabısı: Yaylalar asfalt değil, patikalar bol.
-
Güneş gözlüğü ve kremi: Evet, sisli havada bile UV olur. Ve Batum’da güneş gayet yakıyor.
-
Küçük sırt çantası: Günübirlik yayla turlarında çok işe yarar.
-
Kimlik, sınır geçişi için gerekli belgeler, yurtdışı internet hattı (opsiyonel): Batum kısmı için olmazsa olmazlar.
İpucu: Yayla geceleri sessiz olur. Termosuna sıcak çay doldurup yıldızları izlemelik anlar için hazır ol.
Ne Yemeli?
Aç karnına bu bölümü okumak tehlikeli olabilir. Çünkü Karadeniz mutfağı bildiğimiz lezzetlerin çok ötesinde.
Yaylalarda:
-
Mıhlama / Kuymak: Peynir, tereyağ ve mısır unu. Ekmekle değil, mutlulukla yenir.
-
Laz Böreği: Tatlıyla börek olur mu? Evet, burada oluyor. Ve çok iyi oluyor.
-
Kara Lahana Sarması ve Çorbası: Sebzeyle gönül bağı kurduran bir bölge varsa, Karadeniz’tir.
-
Tereyağlı pilav, mısır ekmeği, turşu kavurması: Her lokma yayla kokar.
Batum’da:
-
Haçapuri: Gürcü pidesi diyebiliriz ama aslında başlı başına bir lezzet bombası.
-
Lobiani: Fasulyeli Gürcü böreği, sokak lezzeti olarak mutlaka denemelik.
-
Gürcü şarapları ve limonataları: Özellikle meyveli olanlar efsane.
6. Sık Sorulan Sorular ve Pratik Bilgiler
Tura çıkmadan önce herkesin sorduğu birkaç klasik soru var.
1. Batum’a gitmek için vize gerekiyor mu?
Hayır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, Batum’a sadece yeni tip çipli kimlik kartı ile giriş yapabiliyor. Pasaporta gerek yok, vize zaten yok. Ama kimliğin yıpranmamış olmalı. Eski nüfus cüzdanları geçmiyor.
2. Telefon hattı Batum’da çalışıyor mu?
Türk hatları Gürcistan’da uluslararası tarifeye geçiyor. Dilersen Batum’dan geçici Gürcü sim kartı (Magticom, Geocell) alabilirsin. Ya da Türkiye çıkışında hattını “yurtdışına açık” hale getirip, dijital dolaşım paketleri kullanabilirsin.
3. Para birimi ne, TL geçiyor mu?
Batum’da resmi para birimi Gürcü Larisi (GEL). TL bazı yerlerde kabul edilebilir ama döviz çevirisi pahalıya gelir. Yanına USD veya Euro alıp, Batum’da dövize çevirmen daha mantıklı. Çoğu yerde kredi kartı da geçerli.
4. Sağlık sigortası gerekiyor mu?
Zorunlu değil ama seyahat sağlık sigortası yaptırmanı şiddetle öneririm. Özellikle sınır dışı bir gezi olduğundan beklenmedik durumlara karşı güvende olmak akıllıca olur.
5. İnternet çekiyor mu?
Yaylalarda çoğu yerde sinyal zayıf ya da yok. Ama bu kötü bir şey değil aslında. Zaten doğayla baş başa kalmak istiyorsun, değil mi?
Batum’da ise Wi-Fi ve mobil internet gayet iyi çalışıyor.
6. Dil sorunu yaşanıyor mu?
Yaylalarda Türkçe konuşuluyor. Batum’da ise İngilizce veya biraz Rusça bilenler avantajlı. Ama panik yok; menüler çoğunlukla İngilizce. El-kol yöntemi de her zaman işe yarıyor.
Kısaca Ömrünüzde En Az Bir Kez Bu Turu Yapın
Klişe ama doğru: Bazı yolculuklar sadece fiziksel değil, ruhsal da bir dönüşüm yaşatır. Karadeniz Yaylalar ve Batum Turu, işte böyle bir deneyim.
Bir gün bulutların üstünde yürürken, başka bir gün Gürcü sokak lezzetlerini tadarken buluyorsun kendini. Ve her anı ayrı bir film karesi gibi.
Eğer bu yaz farklı bir şey yapmak istiyorsan, seni çağıran ses kesinlikle yayladan geliyor. Üstelik Batum’la birlikte bu tur artık sadece doğa değil, kültürler arası bir geçit töreni gibi.
Valizini hafif ama aklını açık tut. Çünkü bu yolculuk sadece gittiğin yerleri değil, kendini yeniden keşfetmeni sağlayacak.
Yorum Yok