Peter Throckmorton, modern su altı arkeolojisinin öncülerinden biri olarak bilinir ve denizlerin derinliklerinde saklı kalan tarihin izini süren bir dedektif olarak tanınır. Gazetecilik kariyerinden su altı arkeolojisine geçişiyle birlikte, denizlerde kaybolmuş antik gemilerden modern batıklara kadar pek çok önemli keşfe imza atmıştır. Throckmorton, sadece batıkları keşfetmekle kalmamış, aynı zamanda su altı arkeolojisinin temel ilkelerini oluşturmuş ve bu alanda yapılan çalışmaların bilimselliğini ve güvenilirliğini artırmıştır. Onun çalışmaları, denizcilik tarihine dair bilinmeyen pek çok gerçeği gün yüzüne çıkararak, insanlık tarihine önemli katkılarda bulunmuştur. Bu yazımızda, Peter Throckmorton’ın su altı arkeolojisine olan katkılarını ve yaptığı önemli keşifleri inceleyeceğiz.
1950’li yılların sonlarında, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yaptığı keşiflerle su altı arkeolojisi alanında tanınmaya başladı. Throckmorton’ın en ünlü keşfi, Türkiye’nin Bodrum açıklarındaki Yassıada’da bulunan Bizans batığıdır. Bu keşif, onun adını uluslararası alanda duyurmuş ve su altı arkeolojisine büyük katkılarda bulunmasını sağlamıştır.
Throckmorton, su altı arkeolojisinde kullanılan birçok modern metodun ve teknolojinin geliştirilmesine öncülük etmiştir. Özellikle, denizaltı kazılarında disiplinli bir yaklaşım benimsemiş ve buluntuların doğru bir şekilde kayıt altına alınması ve korunması için standartlar belirlemiştir. Onun çalışmaları, bu alandaki diğer araştırmacılara ilham kaynağı olmuş ve su altı arkeolojisinin bilimsel bir disiplin olarak kabul edilmesine büyük katkıda bulunmuştur.
Peter Throckmorton, sadece bir arkeolog değil, aynı zamanda denizlerin altında saklı kalan insanlık tarihine dair bir hikaye anlatıcısıdır. Onun keşifleri, denizcilik tarihine ışık tutmuş ve su altı arkeolojisinin gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Throckmorton, 1990 yılında hayatını kaybetmiş olmasına rağmen, geride bıraktığı miras, su altı arkeolojisi alanında yapılan çalışmalarda yaşamaya devam etmektedir.
Su Altı Arkeolojisine İlk Adımlar
Peter Throckmorton’ın su altı arkeolojisine ilk adımları, 1950’li yılların sonlarında, gazetecilik kariyerini bir kenara bırakarak denizcilik tarihine olan ilgisini derinleştirmesiyle başladı. Bu ilgi, onu denizlerin derinliklerinde saklı kalmış tarihî kalıntıları keşfetmeye yönlendirdi. Throckmorton’ın su altı arkeolojisiyle tanışması, Bodrum Yassıada’da gerçekleştirdiği ilk büyük keşifle oldu.
1958 yılında, Throckmorton Türkiye’ye gelerek Ege Denizi’nde araştırmalara başladı. Türkiye kıyılarında yaptığı dalışlar sırasında, antik batıklara rastladı ve bu keşifler, onun su altı arkeolojisine olan tutkusunu perçinledi. Özellikle Yassıada’da bulduğu Bizans dönemine ait batık, onu bu alanda daha da derinlemesine çalışmaya yönlendirdi. Bu batık, 7. yüzyıla tarihlenen, mükemmel bir şekilde korunmuş bir Bizans ticaret gemisiydi ve Throckmorton’ın kariyerinde bir dönüm noktası oldu.
Yassıada batığı keşfi, Peter Throckmorton için sadece kişisel bir başarı değil, aynı zamanda su altı arkeolojisi disiplininin gelişimi için de önemli bir adımdı. Bu keşif, su altı arkeolojisinin bilimsel yöntemlerle yapılabileceğini gösterdi ve bu alandaki diğer araştırmacılara yol açtı. Throckmorton, bu süreçte su altı kazılarında kullanılan teknikleri geliştirdi ve bu kazıların bilimsel bir titizlikle yürütülmesi gerektiğini savundu.
Yassıada batığının kazısı, Throckmorton’ın liderliğinde, dünyanın ilk su altı arkeoloji ekibi tarafından gerçekleştirildi. Bu ekip, kazı sırasında modern arkeolojik yöntemleri denizaltında uygulayarak, su altı arkeolojisinin bilimsel bir disiplin olarak kabul edilmesine katkıda bulundu. Throckmorton, bu kazı sırasında birçok teknik yenilik de getirdi; örneğin, su altı fotoğrafçılığı ve çizim teknikleri, buluntuların doğru şekilde belgelenmesi için önemli araçlar haline geldi.
Peter Throckmorton’ın su altı arkeolojisine attığı bu ilk adımlar, denizcilik tarihine olan katkılarının başlangıcını oluşturdu. Onun Yassıada’daki çalışmaları, su altı arkeolojisinin sadece bir keşif süreci olmadığını, aynı zamanda geçmişi anlamak ve korumak için bilimsel bir uğraş olduğunu kanıtladı. Bu çalışmalar, Throckmorton’ı su altı arkeolojisinin kurucularından biri olarak tarihe geçirdi.
Yassıada Batığı: Bir Dönüm Noktası
Peter Throckmorton’ın kariyerindeki en önemli ve su altı arkeolojisi için bir dönüm noktası olan keşif, 1960 yılında Türkiye’nin Bodrum açıklarındaki Yassıada adasında gerçekleşti. Bu batık, Throckmorton’ın su altı arkeolojisi dünyasında tanınmasını sağlayan ve bu disiplinin gelişiminde kritik bir rol oynayan bir keşifti.
Yassıada, Bizans İmparatorluğu dönemine ait bir ticaret gemisinin batığına ev sahipliği yapıyordu. 7. yüzyıla tarihlenen bu batık, o dönemde deniz ticaretinin nasıl yapıldığını anlamak için önemli bir ipucu sunuyordu. Throckmorton ve ekibi, bu batığın kazısını gerçekleştirerek, su altı arkeolojisinin geleceği için yeni bir standart belirlediler.
Keşfin Önemi: Yassıada batığı, su altı arkeolojisi tarihinde bir dönüm noktası olarak kabul edilir. Bu kazı, su altı arkeolojisinin sadece amatör dalgıçların hobi olarak ilgilendiği bir alan olmadığını, aksine ciddi bilimsel araştırmalar gerektiren bir disiplin olduğunu ortaya koydu. Throckmorton, bu kazıda titizlikle çalışarak, buluntuların doğru bir şekilde belgelenmesi ve korunması için modern arkeolojik yöntemleri deniz altına uyarladı.
Kazı Süreci: Throckmorton ve ekibi, Yassıada’daki batığı kazarken birçok zorlukla karşılaştı. Su altında çalışma koşulları, o dönemdeki teknolojik sınırlamalar nedeniyle oldukça zordu. Ancak, Throckmorton’ın liderliğindeki ekip, bu zorlukları aşarak batığın büyük bir kısmını ortaya çıkardı. Kazıda çıkarılan eserler arasında amforalar, çanak çömlekler ve diğer ticari malzemeler bulunuyordu. Bu buluntular, Bizans İmparatorluğu’nun deniz ticaretine dair önemli bilgiler sağladı.
Bilimsel Katkılar: Yassıada batığı, su altı arkeolojisinde yeni metodolojilerin geliştirilmesine olanak tanıdı. Throckmorton, bu kazıda su altı fotoğrafçılığı ve çizim tekniklerini kullanarak, buluntuların belgelenmesi ve analiz edilmesi için yenilikçi yollar geliştirdi. Bu yöntemler, su altı arkeolojisinin bilimsel bir disiplin olarak kabul edilmesini sağladı ve diğer arkeologlar için bir rehber haline geldi.
Mirası: Yassıada batığının keşfi, Peter Throckmorton’ın kariyerinde bir dönüm noktası olmasının yanı sıra, su altı arkeolojisinin geleceğini de şekillendirdi. Bu kazı, bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı ve Throckmorton’ın uluslararası alanda tanınmasını sağladı. Ayrıca, su altı arkeolojisi alanında yapılan diğer çalışmalara ilham kaynağı oldu.
Keşifleri ve Katkıları
Peter Throckmorton, su altı arkeolojisi alanında yaptığı keşiflerle sadece denizcilik tarihine değil, aynı zamanda arkeolojinin genel pratiğine de büyük katkılarda bulunmuştur. Onun keşifleri, denizlerde saklı kalmış insanlık tarihinin önemli parçalarını ortaya çıkarırken, su altı arkeolojisinin bilimsel bir disiplin olarak yerleşmesinde de kilit rol oynamıştır.
Önemli Keşifleri:
Yassıada Batığı (Türkiye, 1960): Throckmorton’ın en bilinen keşfi, Türkiye’nin Bodrum açıklarında bulunan Yassıada batığıdır. Bu Bizans ticaret gemisi, 7. yüzyıla aitti ve su altı arkeolojisinin ilk büyük bilimsel kazılarından biri olarak tarihe geçti. Bu keşif, Bizans İmparatorluğu’nun deniz ticaretine dair değerli bilgiler sunmuş ve su altı arkeolojisi alanında kullanılan modern metodolojilerin geliştirilmesine olanak tanımıştır.
Antikythera Batığı (Yunanistan, 1976): Throckmorton, Yunanistan kıyılarında bulunan Antikythera batığında da önemli çalışmalar yapmıştır. Bu batık, Antik Yunan dönemine ait bir gemiye aitti ve içinden çıkarılan buluntular arasında ünlü Antikythera mekanizması da yer alıyordu. Throckmorton’ın çalışmaları, bu buluntunun dünyaya tanıtılmasına ve Yunan denizcilik tarihine dair yeni bilgilerin ortaya çıkarılmasına katkıda bulundu.
Cape Gelidonya Batığı (Türkiye, 1960): Throckmorton, Türkiye’nin Antalya açıklarında bulunan ve Tunç Çağı’na ait Cape Gelidonya batığı üzerinde de çalışmalar yaptı. Bu batık, Ege Denizi’nde bilinen en eski ticaret gemilerinden birine aitti ve bu keşif, Akdeniz’deki ticaret ağlarının erken dönemlerine dair önemli bilgiler sağladı.
Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nin Kuruluşu: Throckmorton’ın keşiflerinden elde edilen buluntular, Türkiye’de Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nin kuruluşuna öncülük etti. Bu müze, dünyanın en önemli su altı arkeoloji müzelerinden biri haline geldi ve Throckmorton’ın keşiflerini dünya ile paylaşma misyonunu sürdürdü.
Katkıları:
Modern Su Altı Arkeolojisinin Geliştirilmesi: Throckmorton, su altı arkeolojisinin sadece dalış ve keşif değil, aynı zamanda bilimsel araştırma ve analiz gerektiren bir disiplin olduğunu vurguladı. Bu doğrultuda, su altı kazılarında modern arkeolojik tekniklerin kullanılmasını teşvik etti. Geliştirdiği yöntemler arasında su altı fotoğrafçılığı, detaylı kazı kayıtları ve buluntuların korunması gibi teknikler yer alıyordu.
Su Altı Arkeoloji Ekibi Oluşturulması: Throckmorton, dünyanın ilk profesyonel su altı arkeoloji ekiplerinden birini oluşturdu. Bu ekip, kazılarda disiplinli ve bilimsel bir yaklaşım benimseyerek, su altı arkeolojisi çalışmalarında bir standart oluşturdu. Ekip çalışması, su altı kazılarının daha verimli ve güvenli bir şekilde yürütülmesini sağladı.
Arkeolojik Bilincin Artırılması: Throckmorton, keşifleri ve yazdığı makaleler aracılığıyla su altı arkeolojisi konusunda toplumsal farkındalığı artırdı. Onun çalışmaları, su altı arkeolojisinin geniş kitleler tarafından tanınmasına ve bu alana olan ilginin artmasına katkıda bulundu.
Kültürel Mirasın Korunması: Throckmorton, su altı arkeolojisinde keşfedilen buluntuların korunması ve sergilenmesi konusuna büyük önem verdi. Onun çabaları, su altı kültürel mirasının korunması ve gelecek nesillere aktarılması yönündeki çalışmaların önünü açtı. Bu doğrultuda, uluslararası düzeyde kabul gören koruma standartlarının geliştirilmesine de katkı sağladı.
Metodolojisi ve Çalışma Yöntemleri
Peter Throckmorton, su altı arkeolojisi alanında yenilikçi ve sistematik bir yaklaşım benimseyerek, bu disiplinin bilimsel temeller üzerine oturmasını sağladı. Onun geliştirdiği metodolojiler ve çalışma yöntemleri, su altı arkeolojisinin sadece bir keşif süreci olmaktan çıkarak, disiplinler arası bir bilim dalı haline gelmesine büyük katkıda bulundu. Throckmorton’ın yöntemleri, denizlerin derinliklerindeki arkeolojik buluntuların doğru bir şekilde belgelenmesi, korunması ve analiz edilmesi için standartlar oluşturdu.
Sistematik Su Altı Kazıları:
Throckmorton, su altı arkeolojisinin disiplinli ve sistematik bir şekilde yürütülmesi gerektiğine inanıyordu. Onun liderliğindeki kazılar, kara arkeolojisinde kullanılan bilimsel yöntemlerin deniz altına uyarlanmasını sağladı. Her bir buluntunun yerinin titizlikle kaydedilmesi, çıkarılmadan önce detaylı fotoğraf ve çizimlerinin yapılması gibi süreçler, Throckmorton’ın kazı yöntemlerinin temelini oluşturdu. Bu yöntemler, su altı arkeolojisinde sistematik bir kayıt ve belgeleme sürecinin gelişmesine öncülük etti.
Su Altı Fotoğrafçılığı ve Çizim Teknikleri:
Throckmorton, su altı kazılarında görsel belgelenmenin önemini vurgulayan ilk arkeologlardan biriydi. Su altı fotoğrafçılığı ve çizim tekniklerini kullanarak, batıklardaki buluntuların durumunu ve konumunu ayrıntılı bir şekilde belgeledi. Bu yöntem, buluntuların su altında çıkarılmadan önceki durumlarını kaydetmek ve kazı sırasında oluşabilecek hasarları en aza indirmek için hayati öneme sahipti. Ayrıca, su altı çizimleri ve haritalama teknikleri, kazı alanlarının üç boyutlu modellenmesine olanak tanıyarak, kazı sonrası analizlerde ve buluntuların restorasyonunda büyük fayda sağladı.
Ekip Çalışması ve Disiplinler Arası Yaklaşım:
Throckmorton, su altı arkeolojisinin tek bir uzmanlık alanına sığdırılamayacak kadar geniş bir bilim dalı olduğunu fark etti. Bu nedenle, arkeologlar, deniz biyologları, jeologlar ve mühendislerden oluşan disiplinler arası bir ekip kurarak, su altı kazılarında çok yönlü bir yaklaşım benimsedi. Bu ekip çalışması, her bir uzmanlık alanının su altı kazılarındaki katkısını en üst düzeye çıkararak, kazıların daha verimli ve kapsamlı bir şekilde yürütülmesini sağladı.
Buluntuların Korunması ve Restorasyonu:
Throckmorton, su altı kazılarında çıkarılan eserlerin korunması ve restorasyonu konusunda da öncülük etti. Su altından çıkarılan eserlerin korunmasının, onları bulmaktan daha önemli olduğunu vurguladı. Deniz suyu ve tuzun eserler üzerindeki yıpratıcı etkisine karşı özel koruma teknikleri geliştirdi. Bu teknikler, eserlerin kimyasal olarak stabilize edilmesi, kurutulması ve müze koşullarında saklanması süreçlerini içeriyordu. Throckmorton, bu alandaki çalışmalarında uluslararası standartların oluşturulmasına katkıda bulundu ve su altı buluntularının uzun vadeli korunması için yöntemler geliştirdi.
Eğitim ve Bilinçlendirme:
Throckmorton, su altı arkeolojisinin yaygınlaşması ve daha fazla insan tarafından doğru bir şekilde yapılabilmesi için eğitim ve bilinçlendirme çalışmalarına büyük önem verdi. Su altı arkeolojisi konusunda kurslar düzenledi, öğrencilere ve genç arkeologlara rehberlik etti. Onun eğitim programları, su altı arkeolojisi tekniklerinin daha geniş bir kitle tarafından öğrenilmesini ve uygulanmasını sağladı. Ayrıca, su altı arkeolojisi konusunda yazdığı kitaplar ve makaleler, bu alanda çalışanlar için önemli bir kaynak haline geldi.
Kültürel Mirasın Korunmasına Yönelik Çalışmalar:
Throckmorton, denizlerdeki kültürel mirasın korunmasına büyük önem verdi. Yasadışı kazıların ve define avcılığının önlenmesi için uluslararası düzeyde farkındalık yaratmaya çalıştı. Bu amaçla, çeşitli uluslararası organizasyonlarla iş birliği yaparak, su altı arkeolojisinin etik kuralları ve buluntuların korunmasına yönelik yasaların geliştirilmesine katkı sağladı. Throckmorton’ın çabaları, deniz altındaki kültürel mirasın korunmasına yönelik uluslararası standartların oluşturulmasında etkili oldu.
Mirası ve Su Altı Arkeolojisindeki Yeri
Peter Throckmorton, su altı arkeolojisinin öncülerinden biri olarak, bu alanın bilimsel bir disiplin haline gelmesine büyük katkıda bulunmuştur. Geliştirdiği metodolojiler ve gerçekleştirdiği keşiflerle, su altı arkeolojisinde yeni standartlar belirlemiş ve bu alandaki araştırmalara ilham kaynağı olmuştur. Throckmorton’ın mirası, denizlerin derinliklerindeki tarihî hazinelerin korunması ve incelenmesi konusunda devam eden çalışmalarda yaşamaya devam ediyor. Su altı arkeolojisinin modern temellerini atan figürlerden biri olarak, Throckmorton’ın etkisi, bu alanın gelişiminde kalıcı bir iz bırakmıştır.
Sonuç Olarak
Peter Throckmorton, su altı arkeolojisine yaptığı yenilikçi katkılar ve gerçekleştirdiği önemli keşiflerle, bu alanın bilimsel bir disiplin olarak kabul edilmesine öncülük etmiştir. Onun çalışmaları, denizcilik tarihine ışık tutmuş ve su altı arkeolojisinin standartlarını belirlemiştir. Throckmorton’ın mirası, su altı arkeolojisinde devam eden araştırmalara rehberlik etmeye devam ediyor ve denizlerin derinliklerindeki tarihi gün yüzüne çıkarmaya ilham veriyor.
Yorum Yok