Midyat, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, taş işçiliğiyle ve kültürel çeşitliliğiyle tanınan bir yerleşimdir. Bu topraklarda yaşamış Süryaniler, dini ve sanatsal değerleriyle birlikte , bağcılık kültürüyle de derin izler bırakmıştır. Mezopotamya’nın verimli toprakları, iklim koşulları ve yüzyıllardır süregelen tarım bilgisi, Midyat’ı Süryani şarapları açısından eşsiz bir bölge haline getirmiştir.
Süryani halkı, üzüm yetiştiriciliğini yalnızca ekonomik bir uğraş olarak değil, kültürlerinin ve inançlarının bir parçası olarakta görmüştür. Her hasat dönemi, geleneksel dualar ve ritüellerle başlar. Bu gelenekler, Süryani toplumunun doğayla kurduğu derin bağı simgeler. Midyat çevresinde yetişen üzümler, bölgenin kireçli toprak yapısı ve karasal iklimi sayesinde yoğun aromalı, güçlü karaktere sahip şarapların temelini oluşturur.
Bu kültürün kökleri, binlerce yıl öncesine uzanır. Arkeolojik buluntular, Süryani şarap üretiminin Antik Mezopotamya dönemlerine kadar gittiğini gösterir. Geleneksel taş mahzenlerde olgunlaştırılan şaraplar inanç ve kimlik sembolü olarak kabul edilmiştir. Süryani şarapları, bu yönüyle geçmişin izlerini bugüne taşıyan yaşayan bir miras niteliğindedir.
Süryani Şaraplarının Kökeni
Süryani şaraplarının geçmişi, Mezopotamya uygarlıklarının ilk tarım faaliyetlerine kadar uzanır. Bu topraklarda yaşayan Süryaniler, üzüm yetiştiriciliğini erken dönemlerden itibaren bir yaşam biçimi haline getirmiştir. Tarihçiler, bölgede şarap üretiminin en az 4.000 yıllık bir geçmişe sahip olduğunu ve bu üretim kültürünün kuşaktan kuşağa aktarıldığını belirtir.
Süryani toplumu için şarap, sadece bir içecek değildir. İnanç sistemlerinde kutsal bir yere sahiptir. Kilise ayinlerinde kullanılan şarap, “Mesih’in kanı” simgesiyle ruhani bir anlam taşır. Bu nedenle şarap yapımı, ibadetle iç içe geçmiş bir gelenek olarak yaşatılmıştır. Her evin altında bulunan küçük taş mahzenlerde, yıllardır aynı usulle şarap yapılır.
Geleneksel Süryani şaraplarının karakteristik özelliği, katkı maddesi kullanılmadan doğal fermantasyonla üretilmesidir. Bu yöntem, üzümün kendi mayasıyla olgunlaşmasını sağlar. Böylece her şişede Midyat bağlarının iklimini, toprağını ve tarihini hissettiren bir aroma ortaya çıkar. Süryani üreticiler, bu yöntemi “doğanın hediyesini korumak” olarak tanımlar.
Süryani şaraplarının kökeninde, sadece üretim tekniği değil, güçlü bir kültürel aidiyet de vardır. Her üzüm salkımı, yüzyıllardır süregelen emeğin, sabrın ve inancın simgesi olmuştur adeta. Bugün hâlâ birçok Süryani ailesi, dedelerinden öğrendikleri yöntemlerle bağlarını işler ve şaraplarını aynı özenle üretir.

Midyat Bağlarının Toprağı ve İklimi
Midyat bağlarının benzersiz lezzetinde en büyük pay, bölgenin toprak yapısı ve iklim koşullarına aittir. Mezopotamya platosunun kuzeyinde yer alan Midyat, yılın büyük kısmında güneşli günlere sahiptir. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar serin geçer. Bu iklim, üzüm tanelerinin daha yoğun aromalar kazanmasını sağlar.
Toprak yapısı büyük oranda kireçtaşı ve kil karışımından oluşur. Bu karışım, köklerin derinlere inmesine imkân tanır ve üzümlerin mineral açısından zenginleşmesini sağlar. Bu mineralli yapı, Süryani şaraplarının kendine özgü tadının temel nedenlerinden biridir. Midyat çevresinde bulunan bağlar, deniz seviyesinden yaklaşık 1000 metre yükseklikte yer aldığı için gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkı, üzümün şeker dengesini mükemmel biçimde ayarlar.
Bölgedeki mikroklima etkisi, şarap yapımına uygun üzüm çeşitlerinin yetişmesini kolaylaştırır. En bilinen yerel üzüm türleri arasında Boğazkere, Öküzgözü ve Süryanilere özgü Mazrona türü bulunur. Bu çeşitler, Midyat’ın kireçli toprağıyla birleştiğinde yüksek aromalı ve dengeli asiditeye sahip şaraplar ortaya çıkarır.
Süryani bağcılığı, doğaya saygı üzerine kuruludur. Üzümler, genellikle elle toplanır. Kimyasal gübre veya ilaç kullanılmaz. Her salkım, yılın iklimine göre olgunlaşır. Bu özenli üretim anlayışı, Midyat şaraplarının doğallığını ve otantik karakterini korur.
Midyat’ın bağları, sadece tarımsal üretim alanı değildir. Bu topraklar, yüzlerce yıldır aynı geleneklerle sürdürülmüş bir yaşam biçiminin sessiz tanığıdır. Her asma, geçmişin emeğini ve doğanın cömertliğini yansıtır.
Geleneksel Süryani Şarap Yapımı
Süryani şarap yapımı, binlerce yıldır neredeyse hiç değişmeyen bir ritüeldir. Her aşama, doğaya duyulan saygı ve kuşaktan kuşağa aktarılan bilgiyle yürütülür. Midyat’ta her Süryani ailesinin kendine özgü bir üretim tarzı vardır. Ancak temel prensip aynıdır: doğallık, sabır ve inanç.
Üzümler, genellikle Eylül ayında elle toplanır. Hasat döneminde köy halkı bir araya gelir; şarkılar söylenir, dua edilir. Bu gelenek, hem bereket dileği hem de kültürel bir paylaşım anlamı taşır. Toplanan üzümler, ezilmeden önce özenle seçilir. Çürük ya da olgunlaşmamış taneler ayrılır. Ardından üzümler taş teknelerde ya da geleneksel preslerde ezilir.
Elde edilen üzüm suyu, taş mahzenlerde bulunan kireçtaşından oyulmuş küplere aktarılır. Bu küplerin gözenekli yapısı, doğal fermantasyon sürecine katkı sağlar. Süryani üreticiler, hiçbir katkı maddesi veya endüstriyel maya kullanmaz. Üzümün kendi mayası, fermantasyon sürecini doğal biçimde başlatır. Bu süreç, hava koşullarına bağlı olarak 20 ila 40 gün arasında tamamlanır.
Olgunlaşma dönemi boyunca mahzen sıcaklığı sabit tutulur. Şarap, yavaşça nefes alarak kendine özgü aromasını geliştirir. Bu dönemde üreticiler, küpleri düzenli olarak kontrol eder. Şarap tamamen berraklaştığında, özel cam şişelere doldurulur. Bu şaraplar, yıllandıkça daha dengeli bir tada ulaşır.
Süryani şarapları, kırmızı ve beyaz çeşitleriyle bilinir. En çok üretilen tür Mazrona kırmızısıdır. Bu şarap, güçlü tanen yapısı ve derin rengiyle tanınır. Geleneksel Süryani yemekleriyle uyum içinde sunulur.
Geleneksel üretim, sadece bir tarımsal faaliyet değildir. Her şişe, Süryani kültürünün devamlılığını temsil eder. Şarap yapımı, aile bağlarını güçlendiren bir gelenek olarak da görülür. Büyükler, çocuklarına her adımı sabırla öğretir. Böylece bu kültür, yüzyıllardır aynı özenle yaşatılır.

Günümüzde Süryani Şarapları ve Turizm
Süryani şarapları, günümüzde yalnızca kültürel bir miras değil, aynı zamanda Midyat turizminin en önemli unsurlarından biridir. Geleneksel üretim yöntemlerini koruyan yerel üreticiler, modern teknikleri de dikkatli biçimde entegre ederek bu tarihi lezzeti dünyanın dört bir yanına tanıtmaktadır.
Midyat ve çevresinde son yıllarda açılan butik şaraphaneler, ziyaretçilere şarap tadımı, bağ gezileri ve üretim sürecini yakından izleme imkânı sunar. Bu deneyim, turistlerin sadece bir içeceği değil, bin yıllık bir hikâyeyi tatmalarını sağlar. Süryani bağcılığı, bölgeye gelen ziyaretçilerin kültürel keşiflerinde önemli bir durak haline gelmiştir.
Birçok yerel üretici, organik üretim prensiplerine bağlı kalarak geleneksel yöntemleri sürdürmektedir. Kimyasal katkı kullanılmadan, doğal fermantasyonla üretilen Süryani şarapları; özgün aroması, dengeli asiditesi ve uzun bitişiyle dikkat çeker. Bu şaraplar, hem Türkiye’de hem de uluslararası pazarda giderek daha fazla ilgi görmektedir.
Midyat’taki şarap turizmi, bölge ekonomisine de canlılık kazandırmıştır. Yerel halk, bağcılık ve şarap üretimiyle birlikte konaklama, yöresel yemek ve el sanatları alanlarında da faaliyet göstermektedir. Böylece Süryani şarap kültürü, yalnızca bir üretim geleneği olarak değil, ekonomik sürdürülebilirliğin de simgesi haline gelmiştir.
Midyat sokaklarında dolaşan ziyaretçiler, taş evlerin arasında yükselen üzüm asmalarını, mahzen kapılarındaki tarih kokusunu ve Süryani ustaların özenle işlediği şarap küplerini gördüklerinde, bu kültürün ne kadar köklü olduğunu hisseder. Her yudumda, binlerce yıllık bir emeğin, inancın ve sabrın izleri vardır.
Süryani şarapları ve bağcılık kültürü, geçmişin bilgeliğini bugünün dünyasına taşır. Midyat, bu geleneği koruyan bir açık hava müzesi gibidir. Her bağ, her şarap, bu toprakların hafızasını taşır.

Midyat is a settlement that has hosted many civilizations throughout history and is known for its stonemasonry and cultural diversity. The Assyrians who lived in these lands left deep traces with their religious and artistic values, as well as their viticulture culture. Mesopotamia’s fertile soil, climatic conditions and centuries-old agricultural knowledge have made Midyat a unique region for Assyrian wines. Assyrian people saw grape growing not only as an economic endeavor but also as a part of their culture and beliefs. Each harvest season begins with traditional prayers and rituals. These traditions symbolize the deep bond that the Assyrian society has with nature. Grapes grown around Midyat form the basis of wines with intense aroma and strong character, thanks to the calcareous soil structure and continental climate of the region. The roots of this culture go back thousands of years. Archaeological findings show that Assyrian wine production dates back to Ancient Mesopotamian times. Wines matured in traditional stone cellars have been accepted as symbols of faith and identity. In this respect, Assyrian wines are a living heritage that carries the traces of the past to the present. The Origin of Syriac Wines The history of Assyrian wines dates back to the first agricultural activities of Mesopotamian civilizations. Assyrians living in these lands have made grape cultivation a way of life since early times. Historians state that wine production in the region has a history of at least 4,000 years and that this production culture has been passed down from generation to generation. For the Assyrian community, wine is not just a beverage. It has a sacred place in belief systems. Wine used in church ceremonies carries a spiritual meaning with the symbol “blood of Christ”. For this reason, winemaking has been kept alive as a tradition intertwined with worship. Wine has been made in the small stone cellars under each house, using the same method for years. The characteristic feature of traditional Assyrian wines is that they are produced by natural fermentation without the use of additives. This method allows the grapes to ripen with their own yeast. Thus, an aroma that makes you feel the climate, soil and history of Midyat vineyards emerges in each bottle. Syriac producers define this method as “protecting the gift of nature”. The origin of Assyrian wines lies not only in the production technique but also in a strong cultural affiliation. Each bunch of grapes has become a symbol of centuries-old labor, patience and faith. Today, many Assyrian families still cultivate their vineyards and produce their wines with the same care, using the methods they learned from their ancestors. Soil and Climate of Midyat Vineyards The biggest share in the unique taste of Midyat vineyards belongs to the soil structure and climatic conditions of the region. Midyat, located in the north of the Mesopotamian plateau, has sunny days most of the year. Summers are hot and dry, winters are cool. This climate allows grape berries to acquire more intense aromas. The soil structure largely consists of a mixture of limestone and clay. This mixture allows the roots to go deep and enriches the grapes with minerals. This mineral structure is one of the main reasons for the unique taste of Assyrian wines. Since the vineyards around Midyat are located at an altitude of approximately 1000 meters above sea level, the temperature difference between day and night perfectly regulates the sugar balance of the grapes. The microclimate effect in the region makes it easier to grow grape varieties suitable for winemaking. The most well-known local grape varieties include Boğazkere, Öküzgözü and the Assyrian Mazrona variety. These varieties, when combined with Midyat’s calcareous soil, produce wines with high aroma and balanced acidity. Assyrian viticulture is based on respect for nature. Grapes are usually picked by hand. No chemical fertilizers or pesticides are used. Each bunch ripens according to the climate of the year. This careful production approach preserves the naturalness and authentic character of Midyat wines. Midyat’s vineyards are not just agricultural production areas. These lands are the silent witness of a way of life that has been maintained with the same traditions for hundreds of years. Each vine reflects the labor of the past and the generosity of nature. Traditional Assyrian Wine Making Assyrian winemaking is a ritual that has remained virtually unchanged for thousands of years. Each stage is carried out with respect for nature and knowledge passed down from generation to generation. Each Assyrian family in Midyat has its own style of production. But the basic principle is the same: spontaneity, patience and faith. Grapes are hand-picked, usually in September. During the harvest period, the village people come together; Songs are sung and prayers are made. This tradition means both a wish for abundance and a cultural sharing. The collected grapes are carefully selected before being crushed. Rotten or immature grains are separated. The grapes are then crushed in stone vats or traditional presses. The resulting grape juice is transferred to jars carved from limestone in stone cellars. The porous structure of these cubes contributes to the natural fermentation process. Assyrian producers do not use any additives or industrial yeast. The grape’s own yeast naturally initiates the fermentation process. This process is completed in 20 to 40 days depending on weather conditions. The cellar temperature is kept constant throughout the ripening period. The wine develops its distinctive aroma by breathing slowly. During this period, producers check the cubes regularly. When the wine becomes completely clear, it is filled into special glass bottles. These wines reach a more balanced taste as they age. Assyrian wines are known for their red and white varieties. The most produced type is Mazrona red. This wine is known for its strong tannin structure and deep color. It is served in harmony with traditional Assyrian dishes. Traditional production is not just an agricultural activity. Each bottle represents the continuity of Assyrian culture. Winemaking is also seen as a tradition that strengthens family ties. Adults patiently teach their children every step. Thus, this culture has been kept alive with the same care for centuries. Assyrian Wines and Tourism Today Today, Assyrian wines are not only a cultural heritage but also one of the most important elements of Midyat tourism. Local producers, who preserve traditional production methods, carefully integrate modern techniques and introduce this historical flavor to all over the world. Boutique wineries opened in Midyat and its surroundings in recent years offer visitors the opportunity to taste wine, vineyard tours and watch the production process closely. This experience allows tourists to taste not just a drink, but a thousand-year-old story. Assyrian viticulture has become an important stop in the cultural explorations of visitors to the region. Many local producers maintain traditional methods, adhering to organic production principles. Assyrian wines produced by natural fermentation without the use of chemical additives; It attracts attention with its unique aroma, balanced acidity and long finish. These wines are attracting increasing attention both in Turkey and in the international market. Wine tourism in Midyat has also brought vitality to the regional economy. Along with viticulture and wine production, local people are also active in accommodation, local food and handicrafts. Thus, Assyrian wine culture has become not only a production tradition but also a symbol of economic sustainability. Visitors wandering around the streets of Midyat feel how deep-rooted this culture is when they see the grape vines rising between the stone houses, the smell of history on the cellar doors, and the wine jars carefully crafted by Assyrian masters. In every sip, there are traces of thousands of years of effort, faith and patience. Assyrian wines and viticulture culture bring the wisdom of the past to today’s world. Midyat is like an open-air museum that preserves this tradition. Every vineyard, every wine carries the memory of these lands.
Yorum Yok