Belgesel TadındaCamiler ve MedreselerFaydalı BilgilerTarih

Sivas Çifte Minareli Medrese

Çifte Minareli Medrese, Anadolu Selçuklu Devleti’nin son dönemlerinde inşa edilen önemli bir yapıdır. 1271 yılında İlhanlı Veziri Sahip Şemseddin Muhammed Cüveyni tarafından yaptırılmıştır. İlhanlılar döneminde Anadolu’daki ilim ve eğitim faaliyetlerine büyük önem verilmiş ve bu medrese de bu amaç doğrultusunda inşa edilmiştir.

Medrese, Sivas’ta yer almakta olup, bulunduğu dönem boyunca İslami ilimlerin öğretildiği bir eğitim kurumu olarak hizmet vermiştir. Özellikle hadis ve fıkıh dersleri verilen medrese, o dönemin en önemli eğitim merkezlerinden biri olmuştur. Ancak zaman içinde savaşlar, doğal afetler ve ihmal nedeniyle tahrip olmuş, günümüze yalnızca doğu cephesi ve minareleri ulaşabilmiştir.

Mimari Tarz ve Özellikler

Çifte Minareli Medrese, Selçuklu mimarisinin karakteristik özelliklerini taşıyan bir yapıdır. Medrese, açık avlulu, dört eyvanlı ve iki katlı olarak planlanmıştır. Günümüze yalnızca doğu cephesi ayakta kalmış olup, iç mekan büyük oranda yıkılmıştır.

Öne Çıkan Mimari Özellikleri:

  • Taç Kapı: Medresenin en dikkat çekici kısmıdır. Geometrik ve bitkisel motiflerle süslenmiş taş işçiliği, dönemin sanatsal zenginliğini yansıtır.
  • İki Minare: Yapıya adını veren çift minareler, sırlı tuğla ve çini süslemeleriyle dikkat çeker. Minareler, yapının görkemli duruşunu artıran en önemli öğelerden biridir.
  • Mukarnaslı Nişler: Taç kapının iki yanında yer alan mukarnaslı nişler, mimariye derinlik kazandırır.
  • Tuğla ve Taş İşçiliği: Medresede taş işçiliği ile tuğla malzemenin bir arada kullanılması, dönemin mimari anlayışının en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilir.
  • Eyvan Düzeni: Selçuklu medreselerinde yaygın olan dört eyvanlı sistemin kullanıldığı düşünülmektedir. Ancak iç yapı büyük ölçüde yıkıldığı için bu bölümler günümüze ulaşamamıştır.

Kültürel ve Dini Önemi

Çifte Minareli Medrese, İslam dünyasında ilim ve eğitim faaliyetlerinin yürütüldüğü önemli merkezlerden biri olmuştur. Anadolu Selçuklu ve İlhanlı dönemlerinde medreseler, dini ve bilimsel eğitimin merkezleri olarak büyük bir öneme sahipti. Bu bağlamda medrese, hadis, fıkıh ve kelam gibi İslami ilimlerin öğretildiği bir kurum olarak hizmet vermiştir.

Ayrıca, Sivas’ın bir ilim ve kültür merkezi haline gelmesinde büyük rol oynamıştır. Dönemin önemli alimleri burada ders vermiş ve eğitim alan öğrenciler, İslam dünyasının farklı bölgelerine giderek öğrendiklerini yaymışlardır.

Çifte Minareli Medrese, sadece bir eğitim merkezi olarak değil, aynı zamanda İslam mimarisinin ve sanatının gelişimini gösteren bir yapı olarak da büyük bir değere sahiptir. Günümüzde de ziyaretçilerin ilgisini çeken tarihi ve kültürel bir yapı olarak korunmaya devam etmektedir.

Sanatsal Değer

Çifte Minareli Medrese, Anadolu Selçuklu taş işçiliği ve mimari sanatının zirve noktalarından biridir. Özellikle taç kapı süslemeleri, çift minareli ihtişamlı görünümü ve geometrik-motifli taş işçiliği ile sanat tarihçileri ve mimarlar için büyük bir öneme sahiptir. Selçuklu döneminde inşa edilen birçok medrese gibi, Çifte Minareli Medrese de yalnızca bir eğitim yuvası olarak değil, aynı zamanda sanatın ve estetiğin hayat bulduğu bir anıt olarak tasarlanmıştır.

Taç Kapının Sanatsal İşçiliği

Medresenin en göz alıcı unsurlarından biri hiç şüphesiz taç kapısıdır. Kapı, Anadolu Selçuklu sanatının en zarif taş işçiliklerinden birine sahiptir. Kapının süslemeleri arasında:

  • Geometrik ve bitkisel motifler: Anadolu Selçuklu sanatında sıkça görülen, birbiriyle iç içe geçmiş sekizgenler, yıldız motifleri ve kıvrımlı bitkisel süslemeler kapıyı benzersiz kılar.
  • Mukarnaslar: Kapının üst kısmında yer alan, birbirine eklemlenmiş küçük nişler (stalaktit benzeri süslemeler) taş işçiliğinin ne kadar ince bir sanat olduğunu gösterir.
  • İslami hat sanatı: Taç kapının bazı bölümlerinde Kufi ve Sülüs yazı karakterleriyle işlenmiş kitabeler bulunur. Bu yazılar, genellikle Kuran ayetleri ve dönemin önemli şahsiyetlerinin isimlerini içerir.
  • Ejder ve aslan figürleri: Selçuklu sanatında gücü ve kudreti simgeleyen ejder ve aslan motiflerine yer verilmiştir. Bunlar, yapıya mitolojik ve sembolik bir anlam katmaktadır.

Çifte Minarelerin Estetiği ve İnceliği

Çifte Minareli Medrese’yi diğer Selçuklu eserlerinden ayıran en dikkat çekici özelliklerden biri de, yapının adını aldığı iki minaredir. Minareler, sırlı tuğla ve çini süslemelerle bezenmiştir.

  • Tuğla işçiliği: Minarelerin gövdelerinde tuğlaların belirli bir simetri ve ritmik düzende yerleştirilmesi, yapıya bir hareketlilik ve estetik kazandırır.
  • Çini süslemeler: Özellikle minarelerin şerefe kısımlarında ve gövdelerinde kullanılan mavi ve turkuaz çiniler, gökyüzüyle uyumlu bir estetik sunar.
  • Selçuklu üslubunda simetri: Çift minareler, yapıya denge ve simetri kazandırarak görsel bir bütünlük oluşturur.

Klasik Selçuklu Mimarisindeki Yeri

Çifte Minareli Medrese, Selçuklu mimari geleneğinin bir parçası olarak taş ve tuğla süslemeleri, anıtsal kapısı ve minare kompozisyonuyla klasik Selçuklu estetiğini yansıtır.

  • Dört eyvanlı avlu düzeni ve açık avlu planı, Selçuklu medreselerinin temel özelliklerindendir.
  • Büyük taç kapısı ve minarelerin vurgulu yükselişi, Selçuklu yapılarında sıkça görülen, göğe yükselen ihtişamlı bir görünüm sunar.
  • Süsleme teknikleri açısından Divriği Ulu Camii, Gök Medrese ve Konya’daki Karatay Medresesi gibi eserlerle benzerlik gösterir.

Figüratif ve Sembolizmin Kullanımı

Selçuklu sanatında görülen sembolik anlatım, Çifte Minareli Medrese’de de kendini göstermektedir. Yapıda kullanılan motifler ve süslemeler yalnızca estetik bir unsur değil, aynı zamanda dönemin dünya görüşünü ve dini inançlarını yansıtır.

  • Ejder ve aslan motifleri: Gücü ve iktidarı simgeler.
  • Geometrik ve yıldız motifleri: İslam sanatında sonsuzluğu, evreni ve Allah’ın kudretini temsil eder.
  • Bitkisel süslemeler: Cenneti ve sonsuz yaşamı sembolize eder.
Minarenin kare kaidesinde kabartmalı Kufi yazısı ile yazılan ''Allah'' yazısı .
Minarenin kare kaidesinde kabartmalı Kufi yazısı ile yazılan ”Allah” yazısı .

Tarihi Olaylar

Çifte Minareli Medrese, 1271 yılında İlhanlı Veziri Sahip Şemseddin Muhammed Cüveyni tarafından inşa edilmiş olup, inşa edildiği dönemden günümüze kadar pek çok tarihi olayın tanığı olmuştur.

  • Selçuklu ve İlhanlı Dönemi (13. yüzyıl – 14. yüzyıl)
    Medrese, İlhanlılar döneminde önemli bir eğitim merkezi olarak kullanılmıştır. Hadis ve İslami ilimler eğitimi veren bu yapı, Anadolu’daki en büyük medreselerden biri olmuştur. Ancak, İlhanlıların güç kaybetmesiyle birlikte medresenin işlevi azalmış ve zamanla terk edilmiştir.

  • Osmanlı Dönemi (15. yüzyıl – 19. yüzyıl)
    Osmanlı döneminde medreseler eğitim hayatında önemli rol oynamış olsa da, Çifte Minareli Medrese zamanla harap olmuş ve orijinal eğitim fonksiyonunu yitirmiştir. Osmanlılar, özellikle 18. ve 19. yüzyıllarda birçok eski Selçuklu yapısını restore etmiş olsa da, Çifte Minareli Medrese bu süreçte ihmal edilmiştir.

  • 19. Yüzyıl: Yıkım ve Tahribat
    19. yüzyılda medresenin büyük bir kısmı yıkılmıştır. Yapının en önemli bölümlerinden biri olan öğrenci odaları ve ana eyvanlar zamanla ortadan kaybolmuştur. Günümüzde sadece doğu cephesi ve çifte minareleri sağlam kalmıştır.

  • 20. Yüzyıl: Restorasyon ve Kazılar
    20. yüzyılın başlarında medrese tamamen terk edilmiş durumda olup yıkıntı haline gelmiştir. 1960’lı yıllarda yapılan kazı çalışmaları ile yapının temelleri ortaya çıkarılmış ve ilk restorasyon girişimleri başlamıştır.

Engin MUTLU - 2022
Engin MUTLU – 2022

Koruma Durumu ve Restorasyon Çalışmaları

Çifte Minareli Medrese, tarihsel ve sanatsal önemi nedeniyle çeşitli zamanlarda koruma altına alınmış ve restorasyon çalışmalarına tabi tutulmuştur. Ancak yapı, yıllar boyunca pek çok doğal afet ve insan kaynaklı tahribata maruz kalmıştır.

İlk Restorasyon Girişimleri (20. Yüzyıl)

  • 1882 yılında medresenin hücre odaları yıkılmış, ancak doğu cephesi ve minareler korunmuştur.
  • 1946 yılında minarelerin şerefeleri restore edilmiş, yapının bazı bölümleri desteklenmiştir.
  • 1960’lı yıllarda yapılan kazı çalışmaları ile yapının temelleri ortaya çıkarılmıştır.

1972 Yıldırım Hasarı ve Onarım

  • 1972 yılında, yıldırım düşmesi sonucu minarelerden birinin gövdesi büyük zarar görmüş ve restore edilmiştir.
  • Bu olaydan sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü, minarelerin güçlendirilmesi için çalışmalar başlatmıştır.

2000’li Yıllarda Yeniden Restorasyon

  • 2002 yılında detaylı bir restorasyon süreci başlamış ve medrese tamamen koruma altına alınmıştır.
  • 2008 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından bir kez daha onarım çalışmaları yapılmıştır.
  • Günümüzde yapı, ziyarete açık olup, turistik ve kültürel amaçlarla korunmaktadır.

Sonuç Olarak

Çifte Minareli Medrese, zamanla büyük tahribata uğramış olsa da yapının ayakta kalan doğu cephesi ve çifte minareleri Anadolu Selçuklu mirasının önemli simgeleri arasında yer almaktadır. Günümüzde yapılan restorasyon çalışmaları, bu eşsiz eserin korunmasını sağlamaktadır. Ancak daha kapsamlı bir koruma ve güçlendirme çalışması yapılmazsa, gelecekte daha büyük zararlar görebileceği unutulmamalıdır.

Bu medrese, Selçuklu sanatının ve mimarisinin önemli bir örneği olarak korunmaya devam edilmeli ve gelecek nesillere aktarılmalıdır.

Önceki Sonraki
Yorum Yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir