Faydalı Bilgiler

Kimmerler Kimdir? Anadolu’ya Gelişleri ve Tarih Sahnesindeki Rolleri

Kimmerler, antik çağda tarih sahnesine kısa ama etkili şekilde çıkan göçebe bir kavimdir. İlk kez M.Ö. 8. yüzyılda Orta Asya’dan Karadeniz’in kuzeyine göç ettikleri bilinir. “Kimmerler kimdir” sorusu, onları Anadolu’da iz bırakan savaşçı topluluklardan biri olarak anlamaya çalışırken ortaya çıkar. Hem yazılı kaynaklarda hem de arkeolojik izlerde adlarından söz ettirmişlerdir.

Kimmerler’in adı ilk olarak Asur kaynaklarında geçer. Bu kaynaklarda, özellikle sınır bölgelerinde yıkım ve istila haberleriyle birlikte anılırlar. Orta Doğu ve Anadolu tarihinde kısa süreli ama yıkıcı bir etki bırakan bu halk, bir göç dalgası sırasında Anadolu’ya yönelmiş ve önemli devletlerle çatışmalara girmiştir.

Kimmerler’in Kökeni ve İlk İzleri

Kimmerler, tarih sahnesine Karadeniz’in kuzeyinde, bugünkü Ukrayna ile Kafkasya arasındaki bölgede çıkmıştır. Bu coğrafyada, M.Ö. 9. yüzyıl civarında yaşayan göçebe ve savaşçı bir halk olarak tanımlanırlar. Arkeolojik verilere göre, erken dönem Kimmer toplulukları, atlı savaşçılar olarak tanınmış ve hareketli yaşam tarzları nedeniyle yerleşik kültürlere doğrudan iz bırakmamışlardır.

Kimmerler’in göçü, büyük ölçüde İskitler ile olan temasları sonrasında başlamıştır. İskitler’in doğudan batıya doğru baskı uygulaması, Kimmerler’in yerlerini terk ederek güneye, yani Kafkas Dağları üzerinden Anadolu’ya yönelmelerine neden olmuştur. Bu göç, tarihçiler tarafından büyük bozkır göçlerinin ilk dalgalarından biri olarak değerlendirilir.

Asur kayıtlarında “Gimirrai” adıyla anılan Kimmerler, Mezopotamya ve Anadolu tarih yazıcılığında bu isimle geçer. Onları tanıtan ilk yazılı belgeler, Asur krallarının yıllıkları ve bazı Urartu kitabeleridir. Bu belgelerde, saldırgan, güçlü ve kontrolü zor bir topluluk olarak betimlenirler.

Göçebe yapıları gereği kalıcı kentler kurmamış, maden işlemeciliği, savaşçılık ve hayvancılıkla geçinmişlerdir. Arkeolojik olarak bırakılan izler sınırlı olmakla birlikte, tümülüs tipi mezarlar ve hayvan üslubuna sahip süs eşyaları onlara ait kültürel göstergeler arasında sayılır.

Anadolu’ya Gelişleri ve İstilalar

Kimmerler, M.Ö. 8. yüzyılın sonlarına doğru Kafkas Dağları üzerinden geçerek Doğu Anadolu’ya girmiştir. Bu hareketle sistematik bir istila niteliği taşımışlardır. Göç yolları üzerinden ilerleyen Kimmerler, yerleşik uygarlıklarla karşılaştıklarında genellikle yağma, tahribat ve askerî üstünlük kurma yoluna gitmişlerdir.

Frigya Krallığı, Kimmer istilasından en ağır darbeyi alan devletlerden biridir. Frig kralı Midas’ın, Kimmer saldırıları sonucunda intihar ettiği rivayet edilir. Bu olay, Frigya’nın çöküş sürecini başlatmıştır. Kimmerler’in saldırıları, Frig topraklarının büyük kısmının tahrip olmasına neden olmuştur.

Lidya Krallığı da Kimmer tehdidiyle karşı karşıya kalmıştır. Kral Giges, Kimmerler’e karşı direnmeye çalışmış ancak bu mücadelede hayatını kaybetmiştir. Lidya ordusunun Kimmerler karşısındaki zayıflığı, Lidya’nın iç yapısında da sarsıntılar yaratmıştır. Ancak daha sonraki yıllarda Kral Alyattes, Kimmerler’e karşı başarılı bir savunma göstererek Anadolu’daki etkilerini kırmayı başarmıştır.

Urartu Krallığı, Kimmerler ile daha çok doğu sınırlarında karşı karşıya gelmiştir. Bu dönemde Urartu kaynaklarında, Kimmerler’in özellikle sınır kentlerine saldırılar düzenlediği, zaman zaman işgal girişimlerinde bulunduğu belirtilmiştir.

Kimmer istilaları sadece fiziksel yıkımla kalmamış, Anadolu’daki güç dengelerini de değiştirmiştir. Bazı şehirler tamamen yıkılmış, bazı krallıklar tarihe karışmış, bazıları ise yeni ittifaklar kurmak zorunda kalmıştır. Bu yönüyle Kimmer hareketi, Anadolu’nun siyasi haritasını geçici bir süreliğine de olsa yeniden şekillendirmiştir.

Asur ve Urartu Kayıtlarında Kimmerler

Kimmerler, yazılı tarihte en net şekilde Asur ve Urartu kaynaklarında yer alır. Bu kaynaklar, onların tarih sahnesine etkili bir şekilde giriş yaptığı dönemin tanıklarıdır. Asur yıllıkları ve kraliyet yazıtları, Kimmerler’in Anadolu’ya yönelen yıkıcı göçlerinin detaylarını aktaran en önemli belgeler arasında kabul edilir.

Asur kralları Asarhaddon ve Asurbanipal dönemine ait metinlerde, “Gimirrai” adıyla geçen Kimmerler, genellikle tehdit unsuru olarak tanımlanır. Asurbanipal’in yazıtlarında, Kimmerler’in Lidya’ya saldırısı, Kral Giges’in Asur’a yardım çağrısı, ardından da Giges’in ölümü açık şekilde belirtilmiştir. Bu kayıtlar, Kimmerler’in bölgesel dengeleri nasıl sarstığını yazılı tarih aracılığıyla günümüze ulaştırır.

Urartu kaynakları, Kimmerler’in özellikle doğu sınırlarında etkili olduğunu gösterir. Urartu yazıtlarında, sınır bölgelerinde artan baskılar, saldırılar ve savunma çabaları anlatılır. Kimmerler’in tam anlamıyla bir istilacı güç olarak bölgede dolaştıkları, Urartu savunma hatlarını zorladıkları ve zaman zaman bazı kaleleri ele geçirdikleri kaydedilmiştir.

Bu belgelerde Kimmerler’in sabit bir yerleşimleri olmadığı, çok sayıda atlı birlikle hareket ettikleri ve karşılarına çıkan yerleşimlere ani saldırılar düzenledikleri ifade edilir. Göçebe savaşçı kimlikleri, yazıtlardaki betimlemelerle netleşir. Özellikle Asur ve Urartu metinlerinde geçen detaylar, Kimmerler hakkında günümüzdeki bilgilerin temelini oluşturur.

Ancak bu kaynaklar genellikle karşı tarafın yani yerleşik devletlerin kaleminden yazıldığından, Kimmerler çoğunlukla yıkıcı, tehditkar ve saldırgan bir topluluk olarak tanıtılmıştır. Kendi kültürel anlatımları yazılı olmadığından, tarih anlatıları bu tek taraflı bakış açısına dayanır.

Kimmerler’in Askerî Gücü ve Yıkıcılığı

Kimmerler, göçebe topluluklar içinde en etkili atlı savaşçı gruplardan biri olarak tanımlanır. Askerî yapıları, tamamen harekete ve süratli saldırılara dayanır. Sabit savunma hatları kurmazlar, bunun yerine atlı birliklerle ani baskınlar düzenleyerek düşmanlarının zayıf noktalarını hedef alırlar. Bu strateji, dönemin yerleşik uygarlıkları karşısında kısa sürede başarı elde etmelerini sağlamıştır.

Kimmerler’in askerî gücü, öncelikle hafif süvari birliklerinden oluşur. At üzerinde ok atabilen, mızrak ve kılıç kullanabilen bu birlikler, özellikle düz arazilerde büyük avantaj sağlar. Düşmana yaklaşmadan önce psikolojik üstünlük kurmak ve ani saldırılarla dağıtmak, Kimmer savaş taktiğinin temelini oluşturur.

Kimmerler’in Anadolu’daki en büyük askerî başarısı, Frigya Krallığı’nın yıkımı ve Kral Midas’ın ölümüyle sonuçlanan istila hareketidir. Bu saldırı, sadece bir krallığın çöküşüne yol açmakla kalmamış, Anadolu’daki tüm siyasi dengeleri sarsmıştır. Kimmerler’in bir başka etkili saldırısı ise Lidya Krallığı’na yönelmiştir. Özellikle Kral Giges’in Kimmer saldırıları sonucu öldürülmesi, Lidya tarihinde büyük bir kırılma noktasıdır.

Kimmerler’in yıkıcılığı sadece askerî güce dayanmaz. Yerleşim yerlerini yağmalamaları, tapınakları ve şehir surlarını tahrip etmeleri, kültürel yapılar üzerinde de büyük yıkım yaratmıştır. Bu saldırıların arkasında bir işgal amacı değil, geçici güç gösterisi ve ganimet elde etme arzusu vardır.

Asur kaynaklarında, Kimmerler’in oluşturduğu tehdit nedeniyle bazı krallıkların Asur’a bağlılık bildirdiği ve yardım istediği yazılıdır. Bu durum, Kimmerler’in yalnızca fiziksel değil, diplomatik etkiler de yarattığını gösterir. Kimmer tehdidine karşı ittifaklar kurulmuş, yeni savunma stratejileri geliştirilmiştir.

Tarih Sahnesinden Silinişleri

Kimmerler, M.Ö. 7. yüzyılın ortalarından itibaren yavaş yavaş tarih sahnesinden çekilmeye başlamıştır. Bu geri çekilişin temel nedeni, onların göç ettikleri coğrafyalarda kalıcı devlet yapıları kuramamaları ve yerleşik uygarlıklarla baş edemez hâle gelmeleridir. Özellikle Medler ve İskitler gibi güçlerin bölgedeki etkinliğini artırması, Kimmerler’in hareket alanını daraltmıştır.

İskitler, Kimmerler’in kuzey bozkırlarından güneye doğru inmesine neden olan halktı. Ancak bir süre sonra bu iki topluluk tekrar karşı karşıya gelmiş ve İskitler, Kimmerler’e karşı üstünlük sağlamıştır. Bu mücadelelerde büyük kayıplar veren Kimmerler, Karadeniz’in doğusundaki varlıklarını kaybetmiştir.

Medler, Anadolu’da güç kazandıkça Kimmerler için bir diğer baskı unsuru hâline gelmiştir. Medler ile yapılan çatışmalar, Kimmerler’in zayıflamasına ve Anadolu içlerine doğru çekilmelerine yol açmıştır. Son olarak Lidya Kralı Alyattes, Kimmerler’e karşı kararlı bir mücadele yürütmüş ve onları Anadolu’dan tamamen çıkarmayı başarmıştır. Bu olay, Kimmerler’in Anadolu tarihindeki etkinliklerinin sona erdiği dönem olarak kabul edilir.

Kimmerler’in tarih sahnesinden silinişi, ani bir çöküşten çok zamanla etkisini yitiren bir hareket şeklinde gerçekleşmiştir. Yazılı kaynaklarda adlarının geçmemeye başlaması, bu halkın tarihsel etkisinin sonlandığını gösterir. Ne yazık ki kendi dillerinde yazılı belgeleri bulunmadığı için, Kimmerler’in son dönemdeki yaşam biçimleri, kültürel yapıları veya nereye dağıldıkları hakkında kesin bilgiler yoktur.

Ancak bıraktıkları iz, Anadolu tarihinin belirli bir döneminde derin etkiler yaratmıştır. Özellikle Frigya’nın yıkımı ve Lidya’nın yeniden yapılanma süreci, bu göçebe topluluğun tarihî etkisinin açık göstergeleridir.

Önceki Sonraki
Yorum Yok

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir